"Doğru ile yanlışın ötesinde buluşalım"

Karbonat Mucizesi

Sodyum Bikarbonatın Önemi

 

Karbonat ( Sodyum Bikarbonat – Kimyasal formülü : NaHCO3 )

Tükrük bezlerinin yoğun miktarda karbonat iyonları salgılayarak yediklerimizi alkali yapar. Midemizin çevresi kandan alınan sodyum klorür’le çevrilidir. Sodyum su ve karbon dioksitle birleşerek Alkali Tuz yani Sodyum Bikarbonatı oluşturur.

Biyokimyada bu şu şekilde formüle edilir: H20 + CO2 + NaCl = NaHCO3 + HCL.

Bundan dolayı midemiz aslında yediklerimizi “Alkali” yapmaktan sorumludur. Brunner  Bezleri (12 Parmak Bağırsağında bulunuyor) yüksek miktarda karbonat salgılayarak yediklerimizin alkali halde sindirilmesini sağlıyor. Pankreasımız Yüksek miktarda Sodyum Bikarbonat salgılayarak mideden gelen asitleri nötralize etmek ve yediklerimizi alkali yapmaktan sorumlu.

Karaciğerde safra salgısında da yüksek miktarda karbonat içerir. Bedenimiz çürümemek için (kanser olmamak için) kendisini hep karbonatla alkali hale getiriyor.

Böbreklerimizin kendisi karbonat üretir. Böbreklerimiz kanın pH seviyesini alkali tutmakla sorumludur.

Hasta Olmamak İçin …

images

Her gün 1 çay kaşığı karbonatlı su içebilirsiniz. Bunu yarım çay kaşığı sabah, yarım çay kaşığı akşam 1 bardak suya karıştırıp 3 dk. bekleyip iyice karışmasını bekleyin sonra tekrar karıştırıp için. Her beden ve her bedenin göstereceği tepki farklı olacaktır. Çünkü herkesin farklı beslenme biçimi var. Bundan dolayı herkesin kendi bedenini dinleyip buna bağlı olarak karbonat miktarını ayarlaması gerekir.

Eğer grip, nezle gibi rahatsızlıklar olursa günde 3 çay kaşığı karbonatlı su içebilirsiniz. Fazla gelirse o zaman günde 3 kere yarım çay kaşığı içerek buna devam edebilirsiniz.

3 yaşından büyük çocuklarda hastalık olursa yarım çay kaşığı karbonatı 1 bardak suya karıştırıp içirebilirsiniz.

Eğer Karbonatlı suyu içmekte zorlanıyorsanız, boş ilaç kapsülleri temin edip içlerine sodyum Bikarbonatla doldurup bol suyla hap olarak içebilirsiniz.

Eğer Tansiyonunuz yüksekse ya da hipertansiyonunuz varsa, hazırladığınız karbonatlı suyu tek seferde içmeyin, gün içinde yudum yudum az az içip öyle bitirin yani güne yayarak ve bol alkali su tüketin.

Eğer yüksek Tansiyonunuz varsa ya da yaşlıysanız Karbonatlı suyu içtikten sonra Kanepe yada yatağa uzanıp 10 – 20 dk. uzanıp dinlenin. Bazı insanlarda tansiyonda yükselme yaratabilir ama kısa sürer bu. O yüzden Tansiyonuzun yükselmesinden endişe ediyorsanız uzanıp 10 – 20 dak. dinlenin. Sonra kalkıp günlük işlerinize devam ediniz!.

Slayt1

Karbonatlı Su Mucizesi…

Karbonatın Kullanımı: Bir büyük bardağa iki tatlı kaşığı karbonat atıldıktan sonra üzerine az az kaynar su dökülerek köpürtülür ve karbonatın suda iyice çözülmesi sağlanır. Sonra üzerine normal su dökülür, karıştırılıp içilir. Eğer kanser, MS, diyabet hastasıysanız vücudu alkali hale getirmek için ilk hafta aç karnına yemeklerden bir saat önce bu uygulama iki kere tekrarlanır. Sonraki üç hafta sadece sabahları kahvaltıdan önce aç karnına içilerek devam edilir. Bir ay sonra gidip hastalığınızı kontrol ettirip iyi olup olmadığınızı görebilirsiniz.

Eğer idrarınızdaki pH 7,36 ve üstüyse vücudunuz “alkali” haldedir, dilerseniz her gün suya bir çay kaşığı karbonat atıp kullanmaya devam edebilir ya da sadece ihtiyaç duyduğunuzda bunu uygulayabilirsiniz.
İdrarınızdaki pH seviyesini öğrenmek için dijital pH ölçerler satılıyor, onlardan bir tane alıp her gün tartıya çıkmak gibi idrarınızdaki pH seviyenize bakıp bedeninizin sağlık durumunu anlayabilirsiniz. Dijital pH ölçer yerine pH kâğıtları da kullanabilirsiniz.

Hastaysanız alkali gıdaları araştırıp mümkün mertebede iyileşene kadar Alkali gıda tüketmeye özen gösterin.

Peki karbonatlı su zayıflatırmı?

Metabolizmayı hızlandırmanın yolunun vücudun asit- baz dengesini alkali seviyeye çekmekten geçtiğini uzmanlar söylüyorlar. Bunu yapmanın en doğal yolu ise karbonatlı su içerek zayıflama oluyor. Karbonatlı suyun alkali yapısı ise bu konuda bizlere büyük bir fırsat sağlıyor.

Özellikle et ve karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerde vücutta asit birikmesi oluşmakta ve bu durum da ister istemez kilo vermeyi neredeyse imkansız hale getirmektedir. Ortalama olarak sahip olduğumuz her 15 kg için 1 kg karbonatlı su tüketmek gerekmektedir. Bu sayede hızlı ve kalıcı zayıflama sağlayabiliriz. Bu konuda batı ülkelerinde yapılmış çok sayıda bilimsel araştırma olup gerek doğal maden suyu gerekse karbonat adını verdiğimiz beyaz mineral karışımı ile yapılacak içecek kürü ile doğal zayıflamanın yolu açılmaktadır.

Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır?

Vücudun asit düzeyini azaltan karbonatlı su ile kilo verme kürünün yapılışı son derece basittir. 1,5 litre suya 1 tatlı kaşığı karbonat (Sodium bicarbonate) ilave edildikten sonra karbonat eriyesiye kadar karıştırılacak ve günlük olarak ortalama 4 litre kadar tüketilecek. Ama dilerseniz bu miktarı 3 litreyle de sınırlı tutabilirsiniz. Yemeklerle su içmeyeceksiniz ve bunun yerine yemeklerden yarım saat öncesine kadar karbonatlı su içip yine yemeklerden bir saat sonrasında karbonatlı suyla zayıflama kürüne devam edilecek.

Sabahları aç karnına yarım litre karbonatlı su içerek güne başlayacağız ve 30 dk. sonrasında kahvaltı edeceğiz.
Vücuttan ödem söktürmek ve şişkinliği atmak için de karbonatlı suyla “zayıflama”  kürü işe yarıyor. Karbonatlı suyla zayıflayanlar ortalama olarak bir ayda 5-7 kilo zayıflamayı başardıklarını dile getiriyorlar.

İdrar pH değeri kaç olursa sağlıklı yada alkali oluruz ?

İdrar pH derecemiz 7,3 ve üstü olursak alkali sayılırız, eğer 7,3 – 6.8 aralığında olursa nötr sayılırız. Ancak pH 0’la 14 aralığında bir değer. Bu değerin ortası 7 nötr saf suyun derecesi ne alkali ne de asidik. 7 nin altı asidik olmaya başlıyor, buda ortamdaki oksijen miktarının düşük olması demek.

Eğer bir insanın idrar pH değeri 5.5 altındaysa vücutta asidoz kanser başlamış demek’tir. Bütün kanser hastalarının idrar pH değerleri yaklaşık 4,5 çıkıyor. İdrar pH değeri 2 – 2,5 olanlar var . Artık asitleşmeden çürüyor.

Konuya dönersek eğer idrar pH değerinizi 7.3 ve üstü tutarsanız hiç bir zaman hastalığa yakalanmazsınız. Sağlıklı aralık 7.3 – 8 yada 9 olabilir. 10 üstü pek olmaz ama olursada bişi olmaz. 11 e çıkarmak gereksiz ve sağlıksız. Ama 11 – 12 lere çıkarıp sağlıklı olduğunu söyleyenler de  olabilir.

Yüksek pH , Yüksek Sağlık…

Kanser Asidik Sıvı’dır….

Hücrelerin içerisine yerleşip belirli bir bölgede toplandığında kendisini mantar hastalığı şeklinde gösterir.
Kanser, Diabet, MS, Akne, Egzama ve diğer bütün hastalıklar Asidoz’dan kaynaklanır.
Alkali hale geldiğinizde hastalıkların hepsinden (%99) kurtulursunuz..

pH Mucizesiyle Carmen Newman Göğüs Kanserinden Kurtuluşu;

Carmen Newman 2008 senesinde Göğüs kanserine yakalanmış 2009′a gelindiğinde doktorları  ona bağışıklık sisteminin çok düşük olduğunu, ne yapacaklarını bilmediklerini ve bir mucize beklemesini söyleyip onu eve göndermişler. O da eve dönmüş daha sonra pH Mucizesi kitabını okumuş ve okudukça öğrenmeye ve bilinçlenmeye başlamış. Ve yeşil alkali gıdaları tüketmeye başlamış ve her gün kendisini daha iyi hissetmeye başlamış. Daha sonra Dr. Young’ın özel tedavi merkezine gelmiş ve detoks ve düzgün beslenme programı uygulamışlar. Bir kaç gün önce kan testi yapıldığında artık kanserinden iz kalmadığı görülmüş. Şu anda sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamına devam ediyor.

Alkali Yaşamın Önemi…

Hücresel seviyede yaşar ve ölürüz. Vücudumuzu meydana getiren milyonlarca hücre hafifçe alkalidir. Ancak hücresel aktivite asit yaşatır ve bu asitliklik hücrenin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan enerjiyi verir. Her alkali hücre kendi solunumunu kendi yapar ve metabolik atıklarını salgılar.

İnsan vücudu zekidir. Biz gittikçe daha asidik olmaya başladığımız zaman, vücut yaşamsal organlara giren asitlerin yaratacağı hasarı önlemek için savunma mekanizmalarını çalıştırmaya başlar. Bu asidin yağ hücrelerinde depolanması olarak bilinir. Bir defens mekanizması olarak vücut aşırı asidik olmamak için yağ üretir ve bunları yaşamsal organlardan uzak yerlerde adetapaketleyerek depolar. Yağ ilk bakışta yaşamsal organları hasarlanmaktan kurtarmasına rağmen aşırı yağ birikimi daha uzun vadede başka problemlere yol açmaktadır.

Alkaliliğin  Faydaları

Bugün yaşam stili birçok sağlık problemlerine neden olmaktadır.

Besinlerimizdeki katkılar, yapay maddeler, içtiğimiz suyun, kullandığımız toprağın, soluduğumuz havanın toksit maddelerce artan oranlarla kirletilmesi sonucunda insanlık şimdiye kadar hiç karşılaşmadığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Vücudumuzun maruz kaldığı ve metabolize ettiği bu kirlilik sonucu ortaya çıkan toksiditeden kurtulma yani detoksifikasyon işlemi arık vücudun doğal kapasitesini aşar duruma gelmiştir.

Durumu daha kötü hale getiren ise, lupus (deri veremi) namotoid artirit, multiple salerosis kronik yorgunluğun gibi belirtilerin artmaya başlamış olmasıdır. Değişik kaynaklardan gelen düşük seviyeli toksiditeyi ilk başta saptamak çok güçtür. Bu toksinlerin yaratmış olduğu “toksin kokteyli” ve kanda vücuda yerleşmiş olan mantar ve bakterilerin de katkıda aşırı asitlilik durumu vücudu ciddi şekilde zayıflatabilmektedir. Büyüyen bu problemin çözümü kanı bu maddelerden mümkün olduğu kadar arındırmakta yatmaktadır.

Fazla Asidik Misiniz?

asidoz-nedir-belirtileri-nelerdir

Vücudumuz alkali dizayn edilmiş olmasına rağmen fonksiyonel olarak asit üretir. Vücudumuzda asit üreten tek organ midedirve asit sindirime yardımcı olmak amacı ile üretilir. Mide dışında hiçbir organın asidik olması gerekmemektedir. Buna rağmen günümüzün vebası sayılabilecek olan asidoz aynı zamanda birçok hastalığın sinsi ve en yaygın nedenlerinden biridir.

Asidoz genel ve en kısa olarak vücudun işleyebileceğinden daha fazla asidin toplanması olarak tanımlanabilir.

Bu normal bir durum olmayıp tamamı için olmasa bile günümüzde yaygın bir şekilde seyreden dejaneratif hastalıklardan birçoğunun ön nedenidir. Bilinenlerden biri asitlerin yağ hücrelerinde depolanarak mümkün olduğunca yaşamsal organlardan uzak tutulmasıdır. Vücutta asitlik oranı artmaya başladığında vücut kendini koruma mekanizmalarını devreye sokmaya başlar.

Asidoz’dan Kaçınmak İçin Nedenler…

1. Asidin mermer yüzeye verdiği zarar gibi asidoz toplar ve atardamarların yüzeylerini erozyona uğratıp kardiyo vasküleryapıları zayıflatır.
2. Serbest radikallerin dolaşımını kolaylaştırır.
3. Kilo kazanma, diabet ve obezliğe neden olur.
4. Kollestrol plakaların oluşmasına neden olur.
5. Kan basıncını bozar, düzensizleştirir.
6. Kritik lipid ve yağ asidi metabolizmasını bozar, karıştırır.
7. Hücrelere dağıtılan oksijen miktarında azalmaya neden olur.

Asidik pH zemin hazırladığı dejeneretif hastalıklar: 

 

•Kardio vasküler damar setliği, kalp krizi, yüksek kan basıncı
•Obezite
•MS, MD, ALS
•Karaciğer, böbrek
•Bunama
•Bağışıklık sistemi yetersizlikleri
•Ostrepoz
•Erken yaşlanma
•Erkeklerde prostat poblemleri

Eğer sağlık probleminiz varsa büyük ihtimalle vücudunuz asidik olmaya başlamıştır.

Vücut pH’nin hafifce alkali olmasını sağlanmaksızın vücudun kendini iyileştirmesi mümkün değildir.

Vücutta Asit Oluşturan Duygu ve Düşünceler…

Bilinenin aksine, içimizde beslediğimiz olumsuz duygu ve düşünceler, vücudumuzda, yediklerimiz ve içtiklerimizden daha çok asiditeye neden olmakta ve ciddi hastalıklar için ortam yaratmaktadır.

Öfkelenmek ya da kin tutmak ile asit içmenin vücuda etkisi aynıdır…!

Yüksek Alkali Oluşturan Duygu-Düşünce ve Eylemler…

·         Kahkaha ile gülmek

·         Huzur Duymak

·         Güven, Sadakat, Minnettarlık

·         Sevilmek, Beğenilmek, Aşk

·         Neşelenmek

·         Affetme Duygusu

·         Olumlu Düşünmek

·         Dostluk, Arkadaşlık, Kabul Görme

·         Yorulmadan yürümek, egzersiz

·         Diyaframdan Derin Nefes almak

·         Namaz, İbadet, Dua etmek

·         Nezaket, tatlı dil, takdir edilmek

·         Dinlenmek

·         Sevilen insanlarla vakit geçirmek

·         Müzik dinlemek, şarkı söylemek

·         Doğayla, Bahçeyle, Toprakla uğraşmak

·         Umut

·         Duyguları ifade etmek, Paylaşmak

·         Tensel Dokunuş

 

Yüksek Asit Oluşturan Duygu ve Düşünceler…

·         Öfkelenmek

·         Kıskançlık Duygusu

·         Stres

·         Korku ve Endişe

·         Şüphe, Kaygı ve Sinirlilik

·         Acı, Keder

·         Uykusuzluk, Aşırı Yorgunluk

·         Nefret Duygusu

·         Aşırı Hırs

·         Akciğer Nefesi Almak

·         Hareketsizlik

·         Huzursuzluk

·         Olumsuz Düşünce

·         Gürültülü Ortamda Yaşam

·         Sürekli Somurtma, Kibir

·         Aşağılanma, Alınganlık

·         Düşmanlık

·         Umutsuzluk

·         Yalnızlık, İhanete Uğrama

·         Sıkıntıları Paylaşmayıp İçe Atma

Alkali-Asit dengesinin bozulması: 

•Vücudun mineral ve diğer besileri alma kapasitesini düşürür.
•Hücrelerdeki enerji üretimini olumsuz etkiler.
•Hasarlı hücrelerin onarılması kapasitesi yeteneğini düşürür.
•Vücudun detoks yeteneğini azaltır.
•Vücudu bitkin ve hastalıklara açık hale getirir.

Assit ve Alkali Yiyecekeler Nedir?

Asit ve alkalik yiyecekler konusu karışık bir konu çünkü yemek söz konusu olunca bu kelimeleri kullanmanın birkaç yolu var.

Asitli, asidik, alkalik, bazik yiyecekler:

Yemek kimyası kitaplarında her yiyeceğin “pH değeri” denen bir değeri var. pH , bir sıvının veya maddenin ne kadar asidik veya alkalik olduğunu ölçmek için yaratılmış özel bir skala. Okul yıllarından hepimiz kimya dersinden bu kavramı biliriz. 7.0 nötrolmak üzere 0 (en asidik) ilâ 14 (en alkalik) arasında değişiyor.

Yani 0’dan 7’ye yaklaştıkça yiyecek daha az asidik veya 14’ten 7’ye yaklaştıkça daha az alkalik oluyor.

Örneğin, misket limonunun oldukça düşük bir pH değeri var, 2.0 ve pH skalasına göre oldukça asidik. Limonlar 2.2 pH ile biraz daha az asidik.

Yumurta beyazı pek asitli değil ve değeri 8.0 pH. Etler de 7.0 civarında pH ile asidik değiller.

Sebzelerin çoğu pH aralığının ortasında bir yerdeler. Örneğin kuşkonmazın ph’ı 5.6, tatlı patateslerinki 5.4, salatalığınki 5.1, havuçlarınki 5.0, bezelyeninki 6.2, mısırınki 6.3.

Domatesin pH skalasındaki yeri sebzeler arasında en altta, pH’ları 4.0 – 4.6 arasında değişiyor.

Bu aralık pH değeri 3.9 olan armutlardan ve 3.5 olan şeftaliden veya 3.4 olan çilekten veya 2.9 olan eriklerden daha yüksek (daha az asidik).

İdeal vücut kilosuna ulaşmada ve o kiloyu korumada en önemli şeyin, vücudun alkalikliğini korumak olduğu söylenmektedir. Yani slogan: “pH’ınızı yükseltin!”

 

Kötü, dengesiz, fast food ağırlıklı beslenen kişilerin vücutlarının pH’ının büyük ihtimalle 7′den çok düşüktür. Tüm hastalıklar ve yağlar asidik ortamda ortaya çıkmaktadır. O yüzden vücudumuzu ne kadar alkalik tutarsak, o kadar az yağımız olur ve o kadar az hastalanırız …

 

Alkalik yiyecekler nelerdir?

 

Avokado, hindistancevizi, taze balık, tohum yağları (mesela keten tohumu yağı), yeşil sebzeler, brokoli, ıspanak, brüksel lahanası, limon, greyfurt, domates, buharda pişirilmiş veya filizlenmiş baklagiller, himalaya tuzu.

 

Asidik yiyecekler nelerdir?

 

Hayvansal proteinler (et ve tüm süt ürünleri), tavuk, yumurta, şeker, yapay tatlandırıcılar, fıstık, mısır, mayalanmış besinler, alkol, kafein, kahve, çay, meşrubat, çikolata, mantar, meyve, kuru meyveler, bal.

 

Suyun Önemi…

Bir diğer önemli nokta, suyun çok miktarda ve mümkün olduğunca alkalik içilmesi. Vücuttaki her 15 kilo için 1 litre su içilmesi öneriliyor. Vücuttaki asitleri ve atık maddeleri, içtiğimiz alkalik suyun bir nebze temizleyebileceğine inanılmaktadır .

İyi suyun pH derecesinin en az 9.5 olması gerektiği söylenmektedir.

Peki suyu nasıl alkalik yapacağız?

– Suyu alkalik hale çeviren bir filtre kullanmak
– pH damlaları kullanmak
– Sodyum bi karbonat (yani nam-ı diğer karbonat).

Yani karbonatlı suyun zayıflamaya etkisi işte burada ortaya çıkıyor. İçtiğimiz suyun içine karbonat karıştırınca, alkali değerin, yani pH’ını arttırmış oluyoruz. Karbonat zaten eskiden beri, hazımsızlık için de kullanılan birşey. Atalarımızın bir bildiği varmış her zamanki gibi…

İdeal kiloya ulaşmak için su nasıl içilmelidir?

 

– Sadece alkalik su için. (1 litre suya 2-3 çay kaşığı karbonat eklemek.)

– Sabah kalkınca ilk iş olarak 1 litre kaliteli su için. Bu böbreklerinizi, mesanenizi ve bağırsaklarınızı temizlemenize yardımcı olur.

– Her saat 2 bardak veya iki saatte bir 1 litre su içmiş olun.

– Suyunuzun büyük bölümünü öğün aralarında için.

– Her bir saatlik egzersiz için fazladan 1 litre su için.

– Her günün sonunda 2 bardak su için.

Asit-kül,  Alkalik-kül Yiyecekler:

Yiyeceğin asiditesinden bahsetmenin bir başka yolu da yiyeceğin kendisinin asiditesini değil de yiyecek yendiği zaman vücudun asiditesini ölçmektir. Bir başka deyişle bu ikinci perspektiften bir yiyecek asidik olarak adlandırılmaz, asit oluşturucu olarak adlandırılır da denilebilir.

Bu “asit oluşturucu” kavramına benzer olarak, “asit-kül, alkalik-kül” kavramı vardır. Bu kavrama göre yiyecek vücutta kimyasal olarak parçalanmaz, geride bir kül kalıntısı bırakarak yakılır ve bu kül kalıntısı daha sonra mineral içeriği için ölçülür. Asit-kül yiyecekler geride klorür, fosfor veya sülfür konsantrasyonu yüksek kalıntı bırakan yiyeceklerdir. Bu yiyeceklere “asit-kül”denir çünkü klorür, fosfor ve sülfür vücutta asit yapmak için kullanılan minerallerdir.

Alkalik-kül yiyecekler geride magnezyum, kalsiyum ve potasyum konsantrasyonu yüksek kül bırakan yiyeceklerdir. Bu yiyeceklere“alkalik-kül” denir çünkü bu mineraller vücutta alkalik bileşikler (bunlara baz denir) oluşturmada kullanılır (magnezyum hidroksit, kalsiyum hidroksit, potasyum hidroksit dahil olmak üzere).

Dengeli Beslenmeyi Önemseyin:

Yiyeceğin asiditesini ölçen asit-kül modeli elbette ki yaşayan bir insan için olan şey değil. Biz yemeğimizi yakmıyoruz ve biz yedikten sonra tek kalan kül değil. Aslında asit oluşturan yiyecekler kavramı pH kavramından çok daha karmaşık.

Bir yiyeceğin ne kadar iyi sindirildiği ne derecede asit oluşturup oluşturmadığını etkileyebilir. Birçok yiyeceğin bileşiminde normalde sindirim sırasında değiştirilebilecek önceden oluşmuş asitler vardır. Ancak sorunlu sindirimi olan bir kişide bu asitler değiştirilemeyebilir ve yiyeceğin asit oluşturucu özellikleri artabilir. Yeterli ve dengeli beslenmek, yediklerinizi aktif bir yaşam ve düzenli egzersizle dengelemek en doğru yaşam şekli. Bu sebeple yeterli ve dengeli beslenme prensibinden vazgeçmeyin. Özellikle zayıflama hedefiyle tek besin veya düşük kalorili şok diyetler gibi metabolizmanızda kalıcı hasarlar bırakacak dengesiz diyetler sakıncalıdır.

Uykuyu Olumlu Etkileyen Besinler:

Araştırmacılar, beyindeki seratonin işlevinin de uyku düzenini iyileştirdiğini düşünüyorlar. Uyku anormallikleri sıklıkla yetersiz beyin serotonin aktivitesine bağlanıyor. Serotonin ve melatonin hormonları iyi bir uyku için önemlidir. Serotonini olumlu etkileyen besinler uyku problemi olanlar için çözüm oluşturabilir.
Örneğin;

Muz: Serotonine olan etkisi dışında magnezyum içerdiği için kaslarınızı gevşetip sizi rahatlatır. Strese karşı koruyucudur, içindeki potasyum da kalp sağlığı ve tansiyon için önemlidir.
Ilık süt: Çocukluğunuzu hatırlayabilirsiniz ama işe yarıyor içine bal karıştımak bu etkiyi güçlendirebilir.
Papatya çayı: Uyumadan bir saat önce içeceğiniz papatya çayı huzurlu bir uykuyu olumlu etkileyebilir.
Keten tohumu veya ceviz: Omega 3 depresyona karşı ve strese karşı etkilidir. Rahatlatarak gece daha rahat uyutur.
Yulaf unu: Melatonin açısından olumlu olduğu düşünülüyor süt ve bal ile karıştırmayı deneyebilirsiniz.

Karbonatın Hayatımızdaki Yeri…

Hamuru kabartmak için kullanılan kabartma tozu genellikle Sodyumbikarbonatın (NaHCO3), kuru asitin (H+) ve mısır nişastasının birleşimidir. Sodyumbikarbonat halk dilinde karbonat olarak bilinir.

Sıcaklığın (50 °C ve üstü), suyun (H2O) ve asitin etkisiyle kabartma tozundaki karbonat birkaç bileşene ayrılır. Bu işlem sırasında karbondioksit (CO2) gazı açığa çıkar, gaz kabarcıkları oluşur ve böylelikle hamur genleşir. Kimyasal tepkime şöyledir:

NaHCO3 + H+ ———> Na+ + CO2 + H2

Karbonat Sadece Hamuru Kabartmakla Kalmıyor:

*Yanmış tencereyi, yanmış fırın tepsisini vs. kolayca temizlemek için: Örneğin tencereye bir parmak kalınlığı kadar sudoldurulur; bir paket kabartma tozu (ya da karbonat) ilave edilip, 10 dakika kadar kaynatılır. Yanmış yemek tortusu anında çözülecektir.

*Çaydanlıklardaki, termoslardaki ve çiçek vazolarındaki lekeler kaynamış su ve karbonat karışımı ile kolaylıkla giderilir.

Karbonatın bu temizleme gücünü kimyasal olarak şu şekilde açıklayabiliriz: Kaynamış suda karbonat CO2sinin yarısını kaybedereksoda (Na2CO3) oluşur.

2NaHCO3 + ısı ———> Na2CO3 + H2O + CO2

Oluşan soda suyla tepkimeye girerek sodyumhidroksit (NaOH) meydana gelir. Böylelikle çözelti daha da bazikleşir ve deterjan özelliği artar.

Na2CO3 + H2O ———> NaHCO3 + NaOH

 

  • Haftada bir dişler kabartma tozuyla (veya karbonatla) fırçalanırsa, dişler beyazlaşır. Burda dikkat edilmesi gereken husus, fırçalama işleminden sonra yarım saat boyunca asitli yiyecekler ve içecekler kullanılmaması.
  • Karbonat, suyun sertliğine sebebiyet veren kalsiyum (Ca2+) ve magnezyum (Mg2+) iyonlarıyla tepkimeye girerek çökelti oluşturur ve suyun yumuşamasını sağlar. Yumuşatılan su daha sonra çökeltiden ayrıştırılır.
  • Bakliyatlar ve sert sebzeler haşlanırken, haşlama suyuna karbonat eklenirse daha çabuk yumuşamaları sağlanır. Karbonatın bazik özelliği selülozun kabarmasına yardımcı olur.
  • Karbonat yine bazik özelliği sayesinde istenmeyen kokuları nötrleştirir yani yok eder. Örneğin ağız kokusu, lavabo ve tuvaletlerdeki atık su akım yerleri, kokan ayakkabılar, buzdolabı gibi. Çünkü karbonat kokuları kendine bağlama özelliğine sahiptir.
  • Lahana, karnabahar gibi sebzeler kükürtçe zengindirler. Bu kükürt, bu gibi sebzeler haşlanırken çözünür ve hoş olmayan kokuya sebebiyet verir. Bu tür sebzeleri haşlarken haşlama suyuna biraz karbonat eklemek istenmeyen kokuların oluşumunu azaltır. Bazik ortamda havadaki oksijen bu kükürt bileşenlerini yükseltger. Aynı zamanda karbonat bu tür sebzelerin gaz yapıcı özelliğini de azaltır.
  • Deodorant yerine ve terlemiş ayaklar için ayak banyosunda kullanılır. Bu uygulama en fazla haftada bir yapılmalıdır.
  • Böcek sokmasından sonra o bölgeye karbonatlı su ile pansuman uygulanırsa kaşıntıyı ve kabarmayı hemen azaltır. Genel olarak yarım litre suda bir kaşık karbonatla yapılan karışım kaşıntılara karşı iyi gelir. Güneş yanığına maruz kalan bölgelere de karbonatlı su faydalıdır, anında ağrı kesici özelliği vardır.
  • Karbonat mide yanması için de kullanılır. Mide yanması, midenin gereğinden fazla mide asiti salgılamasından kaynaklanır. Mide asitini azaltmak amacıyla anti asit olarak verildiğinde genel olarak vücudun fazla asidini yok eder. Karbonat asitle tepkimeye girerek midenin pH değerini artırır (yani asitligi azaltır). Tepkimede oluşan CO2 gazından dolayı geğirme olur. Bir çay kaşığının ucuyla aldığınız karbonatı bir bardak suyla yuttuğunuzda mide yanmasına karşı ilaç görevi görür. Mide ülseri olan kimseler karbonatı çok kullanırlarsa da her zaman doğru değildir.
  • Eğer yemekler veya salatalar çok ekşili iseler karbonat katarak ekşiliği (asitlilği) azaltabilirsiniz.
  • Gümüş eşyalar karbonatlı suyla ovularak parlatılır. Ancak önce eşyanın iç tarafını ovup denemeli.
  • 3 kaşık karbonat 2 bardak sıcak suda çözülür; temiz bir bez bu suya batırılıp buzdolabının içi silinerek en inatçı kirler, hatta yüzeye yapışan yağlar bile kolayca çıkar. Rengi solan halıları karbonatlı su ile silerek canlandırmak mümkün.
  • Beyaz çamaşırlar karbonatla yıkanırsa daha da beyaz olurlar.
  • Kahveyi bir türlü köpüklü yapamayanlar, çok az bir miktar karbonatı cezvedeki karışıma eklemek suretiyle köpüklü kahve elde edebilirler.
  • Taze çiçeklerin ömrünü uzatmak için vazo suyuna bir tutam karbonat atmak yeterli.
  • Japon yapıştırıcılar ile (cyanoacrylate yapıştırıcı) yapıştıracağınız malzemelerin arasına karbonat dökerek yapışma işleminin daha sağlam olmasını sağlayabilir veya dolgu malzemesi olarak kullanabilirsiniz. (Hata yaparsanız bu yapıştırıcı aseton ile çözülebilir.

Hijyenin Tanımı Karbonat …..

 

*Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmaya başlar. Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her tarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.

* Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı çıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın.Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın.

* Halı, koltuk, elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp, deterjana saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün ve üzerini hafifçe ıslayın. 1-2 saat bekledikten sonra silin. Yağ lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları söküp atan doğal bir sabun haline gelir. Eski Mısırlılar bile karbonatı sabun olarak kullanıyorlardı.

 

* Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve- sebzelerinizi, ekmeğinizi rahatlıkla koyabilirsiniz.

 

* Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz.

 

* Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu

lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır.

 

* Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp, sıcak su ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız.

 

* Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını engellemiş olursunuz.

 

* Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun. Rengi açılacaktır.

 

* Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır.

 

* Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda karbonat bulundurun.

 

* Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken daha rahat nefes alacaksınız.

 

* Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız.

 

* Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır.

 

* Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Akşamları yatmadan önce 1’e 1 oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile dişlerinizi fırçalayın. Diş çürüklerinde yerleşip yaşayan ve vücudu kansere hazırlayan bağışıklık yok edici virüslerin iki düşmanından birisi karbonattır. Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da önlenmiş olacaktır.

 

*Bu arada “implant” uygulamaları zayıf bünyelerde diş köklerinde bulunan yukarıda belirtilen virüslerin kana karışması sonucu bağışıklık sisteminin iflası ile kişinin 6 ay – 1 yıl gibi sürelerde kanserden hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Amerika’da bu uygulamalar çok zor ve kısıtlanmış durumdadır. Bu nedenle çene kemiği ile operasyonlarda dikkatli olmamız gerekmektedir.

 

*Saçınızdaki kalın sprey tabakasını ve jöle artıklarını tamamen çıkarıp saçına derin bir nefes aldırmak için orta boy şampuanın içine bir çay kaşığı karbonat katıp karıştırın.

*Günlük yüz temizleme kreminin içine yarım çay kaşığı karbonat karıştırıp nemli cilde 2-3 dakika masaj yaparak uygulayın. Sonra yüzünüzü iyice yıkayın. Cilt çok daha parlak ve canlı olacak. Eğer sivilce probleminden muzdaripseniz bu karışıma ezilmiş yarım aspirin karıştırarak aynı işlemi tekrarlayın. Asprindeki salisilik asit sivilceleri yaratan bakterileri yerle bir edecek.

*Bir kase ılık suyun içine bir çay kaşığı karbonat koyun ve ellerinizi bu suda 15 dakika bekletin. Tırnak diplerindeki etler yumuşacık olacak. Özellikle manikürden uzak duran baylar ve bayanlar için çok faydalı.

 

* Akne tedavisinde karbonat kullanın. Akne tedavisi için genelde kil kullanılır ancak  karbonat ve suyu karıştırarak hazırlayacağınız macunu aknelerin üzerine sürerek onlardan kurtulma şansınız var.

* Yüzünüzü karbonatla yıkayın.  Ser scrublar ve eksfoliantlar yüzünüze uygun değildir. Bazı eksfoliantların içinde plastik toplar bulunduğunu biliyor muydunuz? Karbonat da yüzünüzü temizleyecek ve gereken nemi cildinizde bırakacaktır. Biraz bal ile karıştırıldığında dirseklerinizi de beyazlatacağı gibi, yüzünüzde temizlik ve canlılık sağlar, aynı zamanda akneler içinde yararlıdır.

*Karbonatlı su  koltuk altına tatbik edildiğinde terlemeye karşı da iyi gelmektedir. Deodorantınızı karbonatla kendiniz hazırlayın Dört çorba kaşığı karbonatla kokusunu sevdiğiniz bir esansiyel yağdan aşağı yukarı 10 damlayı karıştırıp kullanıp bitirdiğiniz bir cilt bakımı kremi kavanozunun içine koyup, gün boyu kalın fırça ile uygulayabilirsiniz. Hatta esansiyel yağ olarak sedir ağacı erkekler için de uygun olur.

 

* Saçınızı karbonatla temizleyin Konvansiyonel şampuanlardan uzak durmak istiyorsanız ya da saç diplerinizdeki birikintilerden kurtulmak istiyorsanız karbonattan daha uzağa gitmenize gerek yok. Bir bardak sıcak suyun içine bir yemek kaşığı karbonatı koyup karıştırın. Saçınızı banyoda ıslattıktan sonra bu karışımı saçınıza dökün ve durulamadan önce sıkı bir tarak ile tarayın. Daha sonrasında durulayın.

Karbonatın Neler Yapabildiğini Kimse Bilmiyor…

·         Camlar üzerinde kalan bant izleri veya yeni eşyalardaki inatçı etiket izleri için karbonatı suyla karıştırarak macun kıvamına getirin ve bir bez yardımıyla lekeleri ovarak temizleyin. Duruladıktan sonra izlerin yok olduğunu göreceksiniz.

·         Hamam böcekleri hanımların kabûsudur. Zehirli ilaçları mutfakta kullanmak ise insanı âdeta paranoyaklaştırır. Çözüm için yarım ölçü toz şeker ile yarım ölçü karbonatı karıştırrarak evin muhtelif yerlerine koymak yeterli. Şekere gelen böcekler karbonatı tükettiğinde ölüyor.

·         Tıkanan lavabolara döktüğümüz açıcılar hem suda yaşayan canlıları öldürüyor, denizleri zehirliyor hem de su borularını yıpratıyor. Ayrıca buharının solunması önemli sağlık sorunlarına vesile olabiliyor. Onun yerine; haftada bir kez bir çay fincanı karbonat ile bir çay fincanı sirke karışımını mutfak, banyo lavabonuza dökmeniz yeterli. Ayrıca aynı karışımın ardından bir çaydanlık kaynar suyu boşalttığınızda da tıkanıklıklar açılıyor. Bir tutam karbonat ile sirke karışımını da bulaşık sonrası lavabo temizliğinde kullanabilirsiniz.

·         Duş kabinlerinin camlarında oluşan kireç lekelerine karşı da ıslak süngere karbonat döküp ovmanız kâfi. Kireç sökücü, çamaşır sulu temizlik maddelerini kullanmanıza gerek yok.

·         Doğal diş macunu tedarik edemiyorsanız dörtte bir çay kaşığı karbonatı kaşık içinde sulandırarak kendi macununuzu kendiniz yapabilirsiniz.

·         Ayrıca üç kaşık karbonatı bir kaşık suyla karıştırıp hafif masajla cilt temizliğinde de kullanabilirsiniz.

·         Alerjik bitki tahrişlerinde de kaşınan yerin üzerine karbonat serperek kaşıntıyı durdurabilirsiniz.

·         Evinizdeki küçük sanatçıların duvar yazı ve resimlerini silmek için de karbonat imdadınıza yetişebilir. Islak beze karbonatı serpip ovmanız yeterli.

·         Yağ lekelerinin üzerine karbonat serpin, bir saat sonra lekenin tamamen yok olduğunu göreceksiniz.

·         Karbonatı marketlerden almak yerine kiloyla aktarlardan çok daha ucuza temin edebilirsiniz

Güzelleşmek İçin Karbonat Mucizesi

Cilt Lekeleri, Diş Beyazlatma, Ayak Bakımı, Yorgunluk Giderme Gibi Sorunlara Etkili ve Kolay Çözümler mi Arıyorsunuz?
Sizin için karbonatla gelen güzellik sırlarını açıklıyoruz.
Karbonat ile pürüzsüz bir tene kavuşmanın keyfini yaşamaya hazır olun!

– Bir çay kaşığı maya ve bir çay kaşığı karbonatı 10 damla su ile ıslatıp, elde ettiğiniz karışımı cildinize sürdükten sonra 15 dakika bekleyin ve ardından yıkayın. Maya, gözeneklerin temizlenmesini sağlarken karbonat da lekelerden kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

– Etkili peeling reçetesi! Bir tatlı kaşığı süzme yoğurt, yarım çay kaşığı karbonat ve üç damla kadar limon suyunu karıştırıp temiz cildinize sürün. 20 dakika kadar bekledikten sonra peeling yaparak çıkarın ve cildinizi ılık suyla durulayın. Bu şekilde cilt derinlemesine temizlenirken lekelerden de kurtulmuş olur.

– Vücudu toksinlerden arındıracak ve minerallerle besleyecek bir detoks banyosu, kendinizi oldukça iyi hissetmenize yardımcı olacaktır. Küvetinizi sıcak suyla doldurun ve iki bardak karbonatla iki bardak deniz tuzunu içine ekleyin. Yarım saat kadar vücudunuzu sıcak banyonuzda dinlendirin.

– Bakım denilince akla en son ayaklar gelir. Peki, pamuk gibi ayaklara sahip olmaya ne dersiniz? Leğeni sıcak suyla doldurun ve içine yarım ölçek karbonat ekleyin. Ayaklarınızı bu karbonatlı suyun içinde dinlendirerek hem günün yorgunluğunu atabilir, hem de yumuşacık ayaklara kavuşabilirsiniz.

– Karbonat, cilt için olduğu kadar dişler açısından da büyük bir öneme sahiptir. Su içerisinde çözünebilen karbonat molekülleri dişlerinize yapışarak koruyucu bir kalkan görevi görürler ve dolayısıyla dişlerinizi beyaz tutmaya yardımcı olurlar.

– 100 gram az yağlı yoğurt ve 1 tatlı kaşığı karbonatı karıştırıp cildinize uygulayın. Karışımı cildinizde 25 dakika bekletip ılık su ile durulamalısınız. Bu karışım 5 günde bir, 1 ay boyunca uygulandığında cilt lekelerinin kaybolduğunu göreceksiniz.

– Saçlardaki kalın sprey tabakasını ve jöle artıklarını tamamen çıkarıp, saçlara derin bir nefes aldırmak için orta boy şampuanın içine bir çay kaşığı karbonat katıp karıştırın. Saçlarınızı bu şampuanla yıkayarak derinlemesine bir temizlik elde edebilirsiniz.

Sonuç olarak; Sirke, limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz; hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir, nefes alan bir ev açısından önemlidir.

 

Evimizdeki Mucize – Karbonat

Çamaşırlar

  • Kıyafetlerin daha beyaz olmasını sağlamak için yarım kova suya 2 çay kaşığı karbonat ekleniyor. Çamaşırlar bu suyun içine bastırılıyor ve 30 dakika bekletiliyor ve ardından her zamanki gibi makinede veya elde yıkıyorsunuz.
  • Çamaşırlarınız makinede yıkanırken durulama kısmında 125 gr karbonatı makineye ekliyorsunuz. Hem kötü kokulardan arınıyor çamaşırlar hem de tazelik hissi veriyor.
  • Kirli çamaşır sepetine karbonat serptiğinizde kötü kokular kısa sürede yok oluyor.
  • Bebeğiniz üzerinize kustu veya her yeriniz süt lekesiyle dolu. Yapılacak şey nemli bir bezi karbonata batırıp lekeleri silmek.
  • Sıvı çamaşır deterjanına eklenecek olan yarım çay kaşığı karbonatın, deterjanın etkisini arttırdığı biliniyor.

Genel

  • Evcil hayvan sahipleri, köpeklerinin tüylerine karbonat serpip fırça ile tüm vücuduna dağılmasına yardım ettikten sonra iyice tararlarsa hayvanlarının temiz olmalarını sağlarlar ve kokmalarını engelleyebilirler. Aynı şekilde evcil hayvanların yattığı yerlere karbonat serperek kötü kokulardan arındırabilirsiniz ortamı.
  • Banyonuzda veya evin herhangi bir yerinde küfle başınız dertteyse sirke ve karbonat karışımı yardımıyla küften arınabilirsiniz. Sirke ve karbonatı birbirine karıştırıp hemen küflü bölgeye dökün. Köpürmeye başladıktan sonra bir fırça veya bezle ovun.
  • Evinizin çevresinde, garajınızda arabadan akan yağları temizlemek için karbonat kullanabilirsiniz. Lekeli alanlara karbonatı serpin ıslak fırça ile fırçalayın.
  • Tuvaletinizden, giderlerden veya lavabolardan gelen kötü kokuları engellemek için haftada bir veya iki kere bir kutu yaklaşık 200-250gr karbonatı tuvaletlere döküp sifonu çekin, giderler ve lavabolar için de aynı şekilde karbonatı dökün ve üzerine de bolca su boca edin.
  • Boya kalemlerini duvarlarınızdan nasıl çıkartacağınızı düşünüyorsanız artık cevabını biliyorsunuz. Karbonat etkili ve hızlı bir çözüm. Nemli bir bezi karbonata batırıp duvarları ovun.
  • Her an nemli bir ortamda bulunan ve küflenmesi, kokması son derece kolay olan banyo perdelerini 150 gr karbonatlı bir kova suya batırın. Biraz beklettikten sonra durulayın.
  • Bulaşık Makinenizi karbonat ile temizleyebilirsiniz. Makinenin dibine bir avuç karbonatı atın ve her zamanki gibi kirli bulaşıklarınızla makineyi çalıştırın.Hem kokulardan kurtulacaksınız hem de tabaklar bardaklarla beraber makine tertemiz olacak.
  • Halılardaki kötü kokuları da yine karbonatı serpip bir kaç dakika bekleyip yice süpürerek engelleyebilirsiniz.
  • Yarım paket karbonatı ağzı açık şekilde buzdolabında bir yere koyun. Kısa sürede buzdolabının havasının tazeleneceğini göreceksiniz. Birkaç haftada bir karbonatı yenileyin.
  • Bebeğinizin emzik ve biberonlarını sıcak su ve bir kaşık karbonatla yıkayabilirsiniz.
  • Çocuğunuzun oyuncaklarını, karbonatlı suda 15 dakika bekletin ve iyice fırçalayın.

Kişisel Temizlik

  • Vücudumuzdaki kötü kokuları ortadan kaldırmanın en doğal yolu karbonat uygulamakmış. Mesela koltuk altına pudra gibi karbonat serpin. Teri emdiği gibi kötü kokulara sebep olan bakterileri de öldürecektir.
  • Ev yapımı deodorant: Mısır nişastası ile karbonatın birleşimiyle son derece etkin bir deodorant yapabilirsiniz. 1′e 6 oranında karbonat ve mısır nisaştasını iri delikli bir tuzluğa koyup iyice sallayarak karışmasını sağlayın. Kullanacağınız zaman yumuşak bir pamuk yardımıyla koltuk altlarınıza sürün.
  • Ayaklarınıza ve ayakkabılarınıza karbonatı dökün. Parmak aralarını da unutmayın.
  • Cilt bakımı için karbonatlı maske:
    • Krem kıvamındaki cilt temizleyicinize karbonat ekletin ve kuru cilde masaj yaparak uygulayın. Bu karışım makyajınızı ve ölü hücreleri temizleyecek.
  • Küvetinizi doldurun ve 2 kap yani 500 gr karbonatı suya dökün. Cildinizin çok daha yumuşak bir hale geleceğini göreceksiniz. Aynı zamanda güneş yanığı veya böcek ısırığından kaynaklanan yanma ve kaşıntı hissine de iyi geliyormuş.
  • Ev yapımı diş macunu: iki yemek kaşığı karbonata bir yemek kaşığı peroxide ekleyin. Veya daha da basit olanı, ıslak diş fırçanızı karbonata batırarak dişlerinizi fırçalayın

[INSERT_ELEMENTOR id=”2528″]