Nicin olmadan, ol’mus gibi davraniyoruz?
Nicin sorularimizin ve sorunlarimizin gercekten sahibi ve takipcisi
degiliz?
Nicin buldugumuz her anlami, degeri kendi ellerimizle yok ediyoruz?
Nicin aliskanliklarimizin yasamimiza vurdugu kelepceyi goremiyoruz?
Nicin en sicacik, icten sevgileri bulmusken yine korkularimizi seciyoruz?
Nicin kurtulmak istemiyoruz biz sandigimiz her seyden?
Nicin varligimizin gercek degerini goremiyoruz?
Nicin bu kadar kendimize yabanci ve nicin Biz’e, gercege bu kadar koruz?
Nicin gercekten samimi olamiyoruz?
Nicin kendimizi kandiriyoruz?
Ve nicin oyun oynuyoruz?
Aslinda tum bu sorularin gercek cevaplarini kendimize verdigimiz zaman, buldugumuz yine kendimiz olacak! Cunku tum deneyim, dinler, ogretiler, savaslar, yasanan asklar, nefretler, ofkeler, tum toplumsal degerler, her sey gercegi, sevgiyi gorebilmeye. Toplumsal bilincin esiri olmadan yasayabilecek yurekler olarak icsel ozgurlugumuze kavusabilmeye. Sevgiyi yasarken, korkmadan…
Gercek sevgi insani sonsuz ask boyutuna tasir ve bu boyutta insanin yaratamayacagi sey yoktur. Yasamin ozu budur. Oynadigimiz bu dualitik oyunda oynadigimiz her rol Ben’i bulmak icindir.
Sevgi’yi, Ask’i bilmek. Her canla yasadigimiz iliski sonsuz aski bilme istegidir. Biz degistikce aynalarimiz da degisir. Bizi en iyi gosterende yasamak, bir olmak isteriz. Ve o zaman sonsuzlukta cenneti yasamaya baslariz. Birlikte askin sonsuzlugunda kayboluruz. Cennet biz olmusuzdur ve yaratim sonsuzdur.
Tum bu yasananlar, dualite, zitlar…Tum ayrilik hikayesi aslinda icimizdeki ozun kendini gorebilmesi icin oynadigimiz oyundur. Iki ruh sevgide bir araya gelmek icin ayriymis gibi yapar. Bunu ancak yasayarak anlayabilir insan. Ego nicin vardir? Cunku egodur bizi deneyimlere iten. Kendimizi ancak ziddi yasayarak, bize, bizi sorarak bulabiliriz. Tum sorularin arkasinda ya sevgi, ya da korku vardir.
Korku, sevginin ziddidir. Birinin oldugu yerde, digeri saklanmistir. Hakikat, sevgidir! Gercek aydinlanma tum bu korkulardan kurtuldugumuz gun olacaktir. Tum ustatlarin pelerinleri su anda dunyadadir ve korkmadan giyebilmemiz icin bizleri beklemektedir. Kendimize bile durust olamadigimiz bir hayati yasiyoruz, pek cogumuz, "Seni seviyorum" sozcugunu soylemekten bile korkuyoruz. Cunku bu sozun gercek anlamini bile bilmiyoruz. Sevgiyi kisiligimizin otesinde, her yerde ve herkeste gorebilmenin o inanilmaz hazzini yasayamiyoruz. Ego bizi surekli kontrol eder. Iste o zaman bilincimizi devreye sokabilmeli ve ruhumuzla uyum icinde akabilmeliyiz. Ruhu dinlemeye basladigimizda korku yoktur, yargi yoktur. Sadece sevgi vardir. Sonsuz bir kaynaktan akan sevgi! Biz, sonsuz kez doldurulabilecek bos bardaklar gibiyiz. Ruhla, askla dolarak bu yorulmak bilmeyen donguyu tekrar tekrar yasariz. Ta ki, Biz’ i bulana kadar.
Iste o zaman, anda ve sonsuzlukta gercegi; ASK’ i yasariz. Golge olmaktan cikip, Isik oldugumuzu biliriz, icimizden isildariz.