
Hayatı bilmeden, tanımadan yaşamak hayatı yaşamak değildir. Çünkü tanınmayan, bilinmeyen her şeyin taşıdığı değer de anlaşılmaz. Değeri bilinmeyen şey ise ne önemsenir, ne sevilir ne de peşinden gidilir. Hayatı tanımak, tanıdıkça eşsiz değerinin farkına varmak, ardından hiçbir şeyle değiştiremeyeceğimiz kadar değerli olan bu eşsiz hazinemizi sevmek, sevdikçe hayatı daha anlamlı yaşamak yine bizim elimizde.
Nisanda yaşım 30 olacak ve daha korkusuzum. Yaş alıyorum diye yıpratmıyorum artık kendimi, sabırsızlıkla bekliyorum, bunca zamanda ne kadar değiştiğimi gördükçe daha bir hevesleniyorum yeni yaşlarıma, yeni deneyimlerime. Olgunlaştıkça güzelleşiyor, büyüdükçe bilgeleşiyorum yaşamda…
Ayaklarım daha sıkı basıyor yaşama, öğrenmekten zevk alıyor, kısa zamanlarda ne kadar çok yol aldığımı gördükçe gururlanıyorum kendimle. Karşılık beklemeden yaptığım yardımların tadını çıkartıyorum. Nefreti unutmanın büyüklüğünü yaşıyorum, affetmeyi öğrenmenin kıymetini biliyorum. Dağıttıkça, bildikçe, yaptıkça yaşam beni sürprizlerle ödüllendiriyor. Bir bakıyorum efkarlıyım; sıcak bir dost omuz veriyor. Bir an çaresizlik hissediyorum; sonra çareler önümde sıraya giriyor. Sürprizleri gördükçe, yaşadıkça hiçbir düşünce kalmıyor. Her karanlık gecenin ardında mutlaka sabah güneş doğuyor, şükrediyorum. Hayat süprizlerle dolu, sürprizimi bekliyorum.