"Doğru ile yanlışın ötesinde buluşalım"

Düşünce Hataları

FİLTRELEME, AŞIRI GENELLEME, ETİKETLEME

Filtrelemede temel aksaklık ; belirli bir bütünü, bireyi, olayı, bir
tek öğesine dayalı olarak, diğer öğeleri ya saf dışı ederek ya da
onlara seçici bir körlük geliştirerek değerlendirme yapmamızdır.

Aşırı genellemede, herhangi bir özellik, bir bütünün ta kendisidir
inancı yatar. Bir özellik, performans ya da davranış hakkında
verilecek hüküm bütünün diğer niteliklerini görmeden- bütün hakkında
bir hüküm olarak kabul edilecektir. Aşırı genelleme ile değer biçen
birisi, sık sık, asla, her, her zaman, daima, hiç kimse, herkes,
kesinlikle gibi sözcükleri kolaylıkla kullanabilecektir.

Çevremizin diline biraz kulak verecek olursak, aşırı genelleme yoluyla
nice etiketlemeler yapıldığını görebiliriz. ‘Ayşe’nin yüzüne
bakılmaz’, ‘Kocam alçağın tekidir’, ‘Ali değerli bir insandır’,
‘Beceriksizin tekiyim’, vb. toptancı etiketlemeleri duymuşuzdur.
Duymanın da ötesinde, bu etiketlemeleri hem kendimize hem başkalarına
uyguluyoruzdur.

KUTUPLAŞMIŞ DÜŞÜNCE

Herhangi bir konuda gösterdiğimiz başarı bizi başarılı yapacak, aynı
konuda gösterebileceğimiz başarısızlık bizi öbür kutupta başarısız
ilan ediverecektir. İlişkide bulunduğumuz bireylerle de aynı
değerlendirme tarzını yürüttüğümüz zaman, ilişkilerimizde yüksek
oranda bir değişkenlik gözleyebileceğiz. Ahmet bir davranışıyla bir
gün gözümüzde melek olabilirken, bir başka gün canavar olup
defterimizden siliniverecektir. Zamanla çevremiz bizim bu acımasız
değerlendirme tarzımızdan tedirgin olup yavaş yavaş bizden
uzaklaşabilir de. Ya biz? Biz de başkalarının bu acımasızlığı, bize
yöneltebileceklerinin bilincinde olarak olumlu kutupta kalabilmek için
adeta yırtınacağız.

ZİHİN OKUMA

Zihin okuyorsak, sürekli olarak sahip olduğumuzu varsaydığımız ve
tiryakisi olduğumuz o BEN değerini, çevremizdeki bireylerin sözlü ya
da sözsüz davranışlarına bakarak sessiz sedasız ve kendi kendimize
gelin güvey olarak tartıp biçiyoruz demektir. Zihin okuyucular iyi
senaristtirler. Ufacık bir hareketten yola çıkarak kimin ne
düşündüğünü, ne hissettiğini ve ne yapacağını kafalarında
bağlayıverirler. Zihin okuma, yansıtma olarak bilinen bir sürece
bağlıdır. İnsanların bizim gibi hissedip tepki göstereceklerine
inanırız. Bu bakımdan, insanları yeterince dikkatli gözleyip ve
dinleyip onların bizden farklı olabileceklerini farketmeyiz bile.

FELAKET TELLALLIĞI / FACİALAŞTIRMA

Bizim için ufacık bir delikten, kayığın batacağı anlamı çıkıyorsa,
facialaştırma yapıyoruz demektir. Bir baş ağrısı hızla yayılan bir
beyin kanseridir. İşimizde bir başarısızlığımız kapı dışarı atılmamız
demektir. Bu liste uzar da uzar. Facialaştırma ve felaket tellallığı
eğiliminde olan bir hayal gücünün sınırı yoktur. Felaket tellallığı,
kişinin değerini özellikle hatalardan uzak tutarak korumaya
çalışacaktır. Zira, hatamızın bizi başkalarının gözünde kötü bir yere
götürme yada bir zayıflık işareti olma yada bizi aptal yapma gibi
felaketlere götüreceğine çok güçlü bir şekilde inanmış olacağız.

KONTROL YANILGISI

Kimin neyi kontrol ettiğine ilişkin düşüncelerimizi temelde iki
şekilde aksatabiliriz. Ya çevre bizi kontrol ediyor, ya da biz çevreyi
yanılgılarından birinde ısrar edebiliriz. Hangi kontrol yanılgısı
olursa olsun BEN değerimizi riske attığımızı düşünecek ve onu korumaya
çabalayacağız. Bir başkasının ihmali veya farklı tutumu sonucunda bir
konuda başarısızlığa uğradıysak, başkalarını bizi başarısız yapıyorlar
diye suçlayacağız. Başkaları bize iltifatlar yağdırdığı sürece BEN
değerimizin arttığını hissedeceğiz. Çevresel kontrol yanılgısının
aşırı karşıtı, kendimize atfettiğimiz kontrol yanılgısıdır. Buna göre
çevremizdeki her şeyden, başkalarının duygularından ve
davranışlarından sorumlu bir BEN değerimiz olduğuna inanıyor olacağız.

…MELİ, …MALI’LAMAK

Bu aksak düşünce tarzında bizim için belirsizlik yoktur. Her şey açık
‘kanunlara’ bağlanmıştır. Hem kendimizin, hem de başkalarının nasıl
olmamız gerektiği konusu bazı kanunların denetimindedir. Nasıl değer
kazanacağımızın yolu belirlenmiştir.

. Bir alçak gönüllük, dürüstlük, onur, cesaret ve fedakarlık abidesi olmalıyız.

. Mükemmel bir eş, öğrenci, ebeveyn, öğretmen, insan vb. olmalıyız…. vb.

İşte biz bu ve benzeri tonlarca kanunlara uymalıyız ki o BEN’imizden
hem biz hem de başkaları hoşnut kalsın.

<Alıntı>